Öncelikle bu yazıyı okuyan herkese sevdikleriyle birlikte nice bayramlara ulaşmalarını dileyerek başlamak istiyorum.

Ardından da, geçen haftaki yazımın devamı olacak şekilde, alfabemizin her bir harfiyle başlayan bir gayrimenkul danışmanının bilmesi ve yapabilmesi gereken mesleki gereksinimleri sıralamak istiyorum.

Dört yazılık serinin ilk yazısı ile; hadi, başlayalım…

ARAŞTIRMA YAPMAK

Gayrimenkul danışmanı günümüzdeki pek çok meslekte olduğu gibi kendini sürekli geliştirmeye çalışmalıdır.

Büyük bir karmaşanın içerisinden kendisi için en gerekli olan veriye ulaşmayı bilmelidir. Dünya ve ülke ekonomisinin gidişatı, inşaat ekonomisi, belirli bir bölgeye ait gelecek projeksiyonları, muhataplarının gayrimenkul konusunda karar verirken dikkat ettiği temel kriterler vb.

Üzerine dakikalarca yazabileceğim ve saatlerce konuşabileceğim bu konuda gayrimenkul danışmanına düşen hangi temel kaynakları kullanarak en sağlıklı bilgiye ulaşabileceğini öğrenmek ve sonrada bıkmaksızın her gün bilgisini geliştirmektir.

Günlerce hiç yeni bir şey öğrenemediğini fark edecek ya da tüm kariyerini ve işine bakış açısını değiştirebilecek bir keşfin eşiğinde olduğunu hissedecek olsa da sürekli araştırmaya devam etmelidir.

Akademetre firmasının sahibi Halil İbrahim Zeytin’in de ifade ettiği gibi “Araştırmaya harcanan hiçbir bütçe, yanlış yapılan bir yatırımdan daha pahalı değildir.”

BALTAYI BİLEMEK

Her iş insanı günlük koşturmacasının içerisinde bazen kaybolur. Nereden geldiğini, nereye gitmekte olduğunu, neden bu yolda olduğunu unutur.

Filmlerdeki klişe ifade gibi, büyük resmi görebilmek ve bazen içinde bulunduğu şartlardan daha iyi bir sonuç çıkartabileceğini fark edebilmek için kişinin bazen durması gerekir.

Durması ve düşünmesi…

Mevcut koşulları doğru anlıyor muyum? Bu şartlarda bundan daha iyisini yapabilir miyim? Nereye gitmek istiyorum? Elimdeki kaynaklar neler? gibi sorular üzerine…

Gerçek ve sanal olarak aşırı dürtücülere maruz kaldığımız günümüz dünyasında bir insanın en çok ihtiyaç duyduklarından birisinin bazen durmak olduğunu bir gayrimenkul danışmanı da asla aklından çıkarmamalıdır ve şunu hatırlamalıdır ki “Sakin bir zihnin üstesinden gelemeyeceği bir sorun yoktur.”

CÜRET ETMEK

İnsanoğlunun en temel özelliklerinden bir tanesi meydan okumaktır.

Hayvanlar da meydan okur ancak onların temel motivasyonu hayatta kalmaktır.

Bizler ise ortada hiçbir hayati tehlike yokken dahi içinde bulunduğumuz durumdan daha fazlasını hak ettiğimizi düşünerek şartlara, olaylara, sonuçlara meydan okuyabiliriz.

Belki sonunda başarılı olamayabiliriz ancak emin olun Kartal İstimbotu’nun güvertesinde Kasım 1918’de “Geldikleri gibi giderler.” cümlesini kurarken Mustafa Kemal’in de tek yaptığı meydan okumaktı. Sonucunu düşünmeksizin, üzerimize düşeni yapacağımızı bilerek, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak…

ÇOK VE AKILLICA ÇALIŞMAK

Dikkat ederseniz sadece çalışmak değil, çok çalışmak…

Akıllıca çalışmak…

Önce işimizde sonuca etki eden faktörleri belirlemek. Ardından yapmak, yapmak, yapmak…

Kendimizi çok çalışıyormuş gibi hissetmekten bahsetmiyorum.

Dünya sadece çok çalışanların istediğine ulaşabildiği bir yer değil…

Yola çıkmadan önce dersini iyi çalışanların, karşısına çıkan engelleri aşabilmek için yorulmadan çabalayanların ve işin gerektirdiklerinin içerisinde bir önem sırasıyla akıllıca işe koyulanların istediklerine ulaşma şansına sahip oldukları bir yer. Albert Einstein’ın da dediği ileri sürüldüğü gibi “Dehanın %1’i yetenek, %99’u ise terdir.”

Bize düşen sadece bu, gerisi büyük evrenin büyük kanunlarının takdiri…

DİSİPLİNLİ OLMAK

Özellikle gayrimenkul danışmanlığı gibi tek kişilik bir girişimcilik işinde olanlar için, en önce bize düşen kendi disiplinimizi sağlamaktır.

İşten kovulma korkusu ile birisine hesap verme mecburiyeti olmadığında ve dilediğimiz anda dilediğimiz şeyi yapabilme özgürlüğüne sahip olduğumuzda eğer disiplinli olamazsak bu işte başarılı olunamaz.

Her sabah görevleri veren bir patron, her gün aldığı görevleri yerine getirmekle sorumlu bir çalışan ve her akşam o günün hesabını soran patron koltuklarına oturmayı öğrenmeliyiz.

Yoksa, kimse bize bugün ne yaptık diye sormayacak ve biz çalıştığımızı zannederken hiçbir yere varamadığımızı fark edeceğiz.

Unutmayalım ki, bir yerde başarısızlık varsa orada ilk eksikliğini fark edeceğimiz şey disiplindir ve “Motivasyon başlamayı, disiplin ise başarmayı sağlar.”

EMPATİ KURMAK

Muhataplarımızın bize paralarını, canlarından ve sevdiklerinden sonraki en değerli maddi varlıkları olan gayrimenkullerini emanet etmelerini istiyorsak; onların yerine kendimizi koymayı öğrenmeliyiz çünkü “Empati, insanlar arasında güven oluşmasını sağlar ve iletişimi kuvvetlendirir.”

İş ya da işlem çıkartabilmek için değil, sonunda maddi bir hedefe ulaşabilmek için değil; karşımızdakinin menfaati için adımlar atmalıyız.

İhtiyaç yoksa satılmaması gerektiğini, belirli bir fiyattan daha fazlasının verilmesinin anlamsız olduğunu, kötü bir kiracı adayına yüksek rakama kiraya verilmesindense kirasını aksatmadan ödeyecek bir firmaya görece daha düşük bir rakamdan kiraya verilmesinin doğruluğunu savunabilmeli, anlatabilmeliyiz.

Hatta gerektiğinde kiraya verememiş olmanın, sıkıntılar yaratacak bir firmaya kiraya vermekten daha asil bir sonuç olduğunu kabullenebilmeliyiz.

Muhatabımızın, tüm samimiyetimizle onun çıkarlarını savunduğumuz halde, bize hak ettiğimiz saygıyla yaklaşmadığını hissetsek dahi empati kurma becerimizden asla vazgeçmemeliyiz.

Alfabemizin sıradaki harfleriyle temel becerileri sıralamaya gelecek hafta devam etmek üzere…

İyi pazarlar, iyi haftalar…