Harris Düşünce Liderliği ve Gelecek Uygulaması’nın anketi, ev sahibi ve kiracılardan oluşan katılımcılara ev sahipliğine ilişkin görüşlerini sordu. Kiracıların yarıdan fazlası umutsuz.
The Guardian’ın haberine göre kiracıların çoğu gelecekte ev sahibi olmak istediğini söylese de yüzde 61’i asla ev alamayacağını düşünüyor. Yaklaşık yüzde 60’ı da ne kadar çalışsa da ev alamayacağı görüşünde.
Anket direktörü Libby Rodney, Amerikan rüyasının parçası sayılan ev sahipliğinin artık kiracılar için hayal olduğunu belirtti: ‘‘Barınma, Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde temel güvenlik ihtiyaçları arasında. Bunların karşılanamaz hale gelmesi tüketici psikolojisini etkiler, bu da herkesi etkiler.’’
ABD konut piyasasının durumu, ev sahipliğinin son 10 yılda epey zorlaştığını gösteriyor. Emlak şirketi Redfin, ortalama bir ABD hanesi için geçen yılki ev ilanlarının sadece yüzde 16’sının uygun fiyatlı olduğu tahmininde. 2013’teki ilanların ise neredeyse yüzde 50’si ortalama gelirle karşılanabiliyordu.
Konut piyasasındaki sarsıntı pandemide başladı. Faizin sıfıra yakın olduğu 2021’de konut satışı 6,1 milyona, yani 2006’da konut balonunun patlamasından sonraki en yüksek sayıya ulaşmıştı.
Ancak 2022’de enflasyon tırmandığında ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artışına gitti ve geçen sene 30 yılın en düşük konut satışı gerçekleşti.
Ekonomik eşitsizlik arttı
Ancak faiz artışı, hikayenin görünen kısmı. Harvard’ın Ortak Konut Araştırmaları Merkezi’nin 2023’teki yıllık raporuna göre, konut fiyatları pandemiden önce de 2012’den beri her yıl artıyordu.
Rapora göre bu artışın sebebi, 2000’lerin sonundaki Büyük Durgunluk döneminin ardından konut inşaatlarının azalmasıydı.
Bir yandan nüfus artarken, diğer yandan inşa edilen müstakil ev sayısı azaldı. Dolayısıyla faizler düşük dahi olsa konut sayısının nüfusa göre yetersizliği, yüksek fiyatlara sebep oldu.
Konut fiyatlarındaki bu artış ise ev sahipleri ile kiracılar arasındaki ekonomik eşitsizliği artırdı. Sonuçta kiracıların hayalleri soldu, ev sahiplerinin cebi doldu.