Kentsel Dönüşümün Hızlanması için 3 Konu Çözüm Bekliyor Kentsel Dönüşümün Hızlanması için 3 Konu Çözüm Bekliyor

Özellikle 1999 yılı öncesinde inşa edilen konutların büyük bir kısmı, günümüz deprem yönetmeliklerine uygun olmadığı için ciddi tehlike arz ediyor. Ancak kentsel dönüşüm süreci, yüksek maliyetler, mülk sahipleri arasındaki anlaşmazlıklar ve yasal süreçlerin uzun sürmesi nedeniyle yeterince hızlı ilerleyemiyor.

Kentsel Dönüşümde Karşılaşılan Sorunlar

Kentsel dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri, bina maliklerinin ortak bir anlaşmaya varamaması. Bu durum, süreci yavaşlatırken, dönüşüm bekleyen binaların zamanla daha da riskli hale gelmesine neden oluyor. Bununla birlikte, mühürlenen ve yıkım bekleyen binalar, hem güvenlik riski yaratıyor hem de çevre düzenini tehdit ediyor. Boşaltılan binaların evsizler tarafından kullanılmaya başlaması, mahalle sakinlerini tedirgin eden önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Avcılar Kentsel Dönüşüm Platformu Başkanı Akay Tambulut, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirterek, "Önceden mahkeme kararına rağmen yıkılamayan binalar vardı. Artık bu durum değişti ancak mühürlü ve terk edilmiş binaların oluşturduğu tehlike devam ediyor. Yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla güvenlik önlemi alması gerekiyor" dedi. Ayrıca, kentsel dönüşümde malik onay oranının %70’ten %51’e düşürülmesinin olumlu bir gelişme olduğunu vurguladı.

Kentsel Dönüşüm Yıkımları ve Tazminat Hakkı

Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, kentsel dönüşüm sürecinde yıkım nedeniyle zarar gören vatandaşların haklarını arayabileceğini belirtti. Ağaoğlu, "Eğer bir kişi, komşu binanın yıkımı nedeniyle evinde hasar yaşadıysa ve taşınmak zorunda kaldıysa, harcamalarını belgeleyerek müteahhit ya da yıkım firmasından tazminat talep edebilir" dedi. Ayrıca, mağdur olan vatandaşların zarar veren tarafın mallarına tedbir koydurabileceğini ekledi.

Kentsel Dönüşüm Hızlandırılmalı

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Hakan Şişik, kentsel dönüşümün hem deprem riskini azaltmak hem de konut arzını artırarak kira fiyatlarını dengelemek için hızlandırılması gerektiğini söyledi. "Önceliğimiz, kamu arazilerini yapılandırmak yerine mevcut riskli binaları yenilemek olmalı. Küçük metrekareli konutlar üreterek dönüşüm sürecini hızlandırabiliriz" ifadelerini kullandı.

İstanbul'daki Deprem Riski: Çarpıcı Veriler

İstanbul’un nüfusu, 2023 yılı verilerine göre 16 milyonu aşmış durumda. Bu rakam, Türkiye nüfusunun yaklaşık %18'ini oluşturuyor. Şehir, her yıl 300 bin kişilik bir nüfus artışı yaşarken, mevcut yapı stoku bu büyümeye yeterince ayak uyduramıyor.

İstanbul’da kilometrekare başına düşen nüfus yoğunluğu 3 bin kişi civarında. Avrupa'nın en kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul’da yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölümün deprem riskine karşı dayanıksız olduğu tahmin ediliyor. 1999 depreminden bu yana başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 300 binden fazla konut yenilendi. Ancak bu sayı, riskli yapıların yalnızca %20’sine denk geliyor.

Kentsel Dönüşümde Daha Hızlı Adımlar Atılmalı

Deprem riski her geçen gün daha büyük bir tehdit oluştururken, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması hayati önem taşıyor. Yasal düzenlemelerle sürecin daha etkin hale getirilmesi, finansal destek mekanizmalarının oluşturulması ve yerel yönetimlerin daha aktif rol alması gerekiyor. Uzmanlar, doğru projelerle hem İstanbul’un güvenli hale getirilebileceğini hem de konut krizinin çözülebileceğini belirtiyor.