EMLAK GÜNDEMİ

Kiracı Olmak Psikolojiyi Bozuyor

Balıkesir Üniversitesi'nden Dr. Salih Tosun'un yürüttüğü çarpıcı bir araştırma, kiracı olmanın ruhsal sağlık üzerindeki etkilerini gün yüzüne çıkardı. Dokuz şehirde yapılan çalışma, ani kira artışları ve tahliye korkusunun kiracılarda kronik stres ve kaygıya neden olduğunu ortaya koydu.

Kira Artışları ve Tahliye Korkusu Stresi Artırıyor

Dr. Salih Tosun, dokuz farklı ilde toplam 18 kiracıyla görüşerek, kira artışları ve tahliye endişelerinin bireyler üzerindeki etkilerini inceledi. Katılımcılar, gelirlerinin büyük bir kısmını kiraya ayırmak zorunda kaldıklarını ve bu durumun yaşam kalitelerini ciddi ölçüde düşürdüğünü ifade etti.

Bir katılımcı, “Gelirimizin yarısından fazlasını kiraya ödüyoruz. Faturalar ve diğer masraflarla birlikte gelirimiz tükeniyor. Psikolojim nasıl sağlam kalsın?” diyerek durumu özetledi.

Konut Krizinin Ruhsal ve Ekonomik Etkileri

Son yıllarda artan enflasyon ve konut fiyatları, kiracılar üzerinde hem ekonomik hem de psikolojik baskıyı büyüktü. 2022’de yıllık bazda %184,6 artan konut fiyatları, 2023’te de %67,3 oranında yükseldi. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında hane halkı bütçesinin %23,9’u konut ve kira harcamalarına ayrıldı.

Araştırmada, kira ödeme baskısı, tahliye korkusu ve ev sahipleriyle yaşanan sorunların bireylerde sürekli bir stres kaynağı olduğu belirtildi. Bir katılımcı, “Kiracı olduğum için kendimi sürekli yetersiz hissediyorum. Bu durum sosyal hayatımı ve aile ilişkilerimi de etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Konut Sahipliği Düşüyor, Kiracılık Artıyor

Türkiye’de konut sahipliği oranı düşerken, kiracılık oranı yükseliş gösteriyor. 2023 yılı itibarıyla konut sahipliği oranı %56,2’ye gerilerken, kiracılık oranı %27,8’e çıktı.

Araştırmada, kiracıların sosyal hayattan izole oldukları, düşük standartlı konutlarda yaşamak zorunda kaldıkları ve gelecek için yatırım yapma imkanlarının azaldığı vurgulandı.

Konut Krizinin Toplumsal Etkileri

Bu bulgular, konut krizinin sadece ekonomik değil, toplumsal refah üzerinde de ciddi etkileri olduğunu gözler önüne seriyor. Artan kiracılık oranı ve azalan konut sahipliği, toplumda derinleşen ekonomik eşitsizliklerin bir yansıması olarak dikkat çekiyor.