Telgraf'tan Bilal Yiğit'in Yazısı...
Yüksek ev fiyatları ve kredi bedelleri, ev alabilme umudunu her geçen gün daha da azaltıyor. Kiralar ise ülke genelinde son 4 yılda 6 kat arttı, Büyük şehirlerde bu oran çok daha yüksek.
Türkiye’de ev kiraları gerçekten aldı başını gidiyor dur durak bilmeyen fahiş kiralar asgari ücretlinin canını sıkıyor.
Mantıksal olarak düşünürsek en düşük kira 10 bin TL olduysa asgari ücretle çalışanın vay haline yemeyecek, içmeyecek kira ödeyecek.
Bu ev sahiplerini kim ne diyecek? Birçok ev sahibi kendi kafasına göre zam yapıyor kiracısına yılda iki defa zam yapanlar var bu kadar da pes dedirtecek şekilde zamlar yapılıyor.
Yeni bir evli kişi düşünürsek Asgari ücretle çalışan borç mu ödeyecek, kira mı ödeyecek, üç kuruş aldığı maaşla nasıl geçinecek?
Evlenmek de hayal evde oturmak da hayal. Her gün haberlerde izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz kiracı ev sahibi kavgaları nereye kadar sürecek, Türkiye’de bu sonuç nereye gidecek?
Türkiye’nin en büyük sorunu konut, Belediyeler ve Çevre Şehircilik Bakanlığı bu konuyu neden çözemiyor?
Bir deyimle şöyle diyeceğim:
Demiri demirle vurdular biri soğuk biri sıcaktı, insanı insanla kırdılar biri aç, biri toktu. Aslında bu dünyada iki şey belli değil yarının ne olacağı insan oğlunun ne yapacağı.
Ah insan oğlu ah, dünya zalim değil dünyayı zalimleştiren bizleriz.