Dalmaçyalı sponsorluğu ve Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi iş birliği ile gerçekleştirilen toplantının ana gündem maddesi yapılarda enerji verimliliği oldu.

7. Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’ne Geri Sayım Başladı 7. Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’ne Geri Sayım Başladı

Enerji verimliliği alanında vatandaşları bilgilendirmek ve bu alanda güçlü bir farkındalık oluşturmak hedefiyle başlattığı Anadolu Buluşmaları toplantılarının 35.’sini Kocaeli’de gerçekleştiren Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER Kocaelilierin yoğun ilgisi ile karşılaştı. Bugüne kadar binlerce kişiye enerji verimliliği hakkında bilgiler veren VERİMDER, Kocaeli toplantısını kamu kurumları, bürokrasi, üniversiteler, medya, inşaat-enerji sektörleri ve kanaat önderlerinin katılımıyla gerçekleştirdi.

Açılış konuşmasını Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın gerçekleştirdiği toplantıda, Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ve ReDis Innovation kurucusu ve Ekonomi Gazetesi Yazarı Selin Arslanhan enerji verimliliğinin önemine dikkat çeken konuşmasını gerçekleştirdi.

 YALITIM SAYESİNDE CİDDİ ANLAMDA FATURANIN DÜŞMESİ SÖZ KONUSU

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar “En ucuz enerji kullanmadığımız enerji. Yalıtım sayesinde ciddi anlamda faturanın düşmesi söz konusu. Özellikle binalarda temelde doğru yalıtım malzemeleri kullanıldığında binalarda korozyonu önlüyor. O da binaların depreme karşı dayanıklılığını sağlıyor” şeklinde konuştu.

ENERJİMİZİ KONUTLARDA, SANAYİDEN DAHA FAZLA TÜKETİYORUZ!

Enerjinin sanılanın aksine son yıllarda enerjiyi daha fazla sanayide değil konutlarda tüketildiğini belirten VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz, “Enerjiyi ağırlıklı olarak sanayi, konutlar ve ulaşımda harcıyoruz. Ama sanılanın aksine son yıllarda enerjiyi daha fazla sanayide değil konutlarda tüketiyoruz. Bu anlamda da özellikle konutlarımızda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amaçlı enerjiler tüketiyoruz. Binayı suya ve neme karşı yalıtımla korumak inşa ettiğiniz binalarında daha uzun yıllar ayakta kalmasının anahtarıdır. Depreme karşı dayanılır bina inşa edecekseniz mutlaka su yalıtımı ve ısı yalıtımını yapmanız gerekiyor. Enerjiyi sanılanın aksine son yıllarda sanayide değil, konutlarda harcanmasıyla, evlerde yalıtım zorunluluk haline geldi. Konutlarda yüzde 80 oranında ısıtma ve soğutma amacıyla tüketilen enerjilerle faturalarda artış meydana geliyor. Ayrıca binaların suya ve neme karşı korumak, daha fazla ayakta kalmasını sağlamak için de yalıtım vazgeçilmez oldu” dedi.

ISI YALITIMI İLE 32 MİLYON TONUN ÜZERİNDE KARBONDİOKSİT SERA GAZI SALINIMINI ENGELLEDİK

Dünyanın merkezinde iklim krizi ve sürdürülebilirlik konuları olduğunu söyleyen Nippon Paint Dalmaçyalı Yalıtım Grubu Marka Müdürü Özmert Baysaling, “Enerjiyi en verimli kullanmanın yolunun başı ısı yalıtımı geliyor. 20 yılı aşkın zamandır tüketicileri bilinçlendirmek için birçok çalışma yürütüyoruz. Yaptığımız buluşmalarla bilinç seviyesini üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Fakat bütün bu çalışmalara rağmen ülkemiz hala yüzde 70 ısı yalıtımsız bina stoku bulunuyor. Yüzde 30 ısı yalıtım stok için kendimize de pay çıkarıyoruz çünkü çok büyük emekler, destekler veriyoruz. 20 yıl içerisinde 10 milyonun üzerinde hane halkına ısı yalıtımı ile verimli ve sağlıklı yaşam alanları yarattık. Tabii ki ısı yalıtımın hem çevreye hem de ekonomiye olumlu etkileri var. Bugüne kadar yapmış olduğumuz ısı yalıtımı ile neredeyse 32 milyon tonun üzerinden karbondioksit sera gazı salınımını da engellemiş oluyoruz. Aynı zamanda bilimsel araştırmalar da yapıyoruz. Isı yalıtımına hem insan sağlığına etkisi hem de enerji verimliliğini ortaya çıkarmak adına yaptığımız çalışmalarda da doğru ısı yalıtım kalınlıkları ile birlikte yüzde 60’a varan oranda da enerji tasarrufu sağlandığını görmüş bulunuyoruz. Tabii ki daha az enerji tüketirsek daha az yakıt tüketeceğimizden iklim krizi yolunda da önemli bir katkı sağlamış olacağız” diye konuştu.

YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRMEK ZORUNLULUK HALİNE GELDİ

 Sanayideki sürdürülebilirlik konusuna değinen ReDis Innovation kurucu ve yöneticisi Selin Arslanhan, “Ben sürdürülebilirlikten ziyade daha da somutlaştırıp yeşil dönüşüm, yeşil ekonomi demeyi seviyorum. Yeşil ekonomi demek aslında değer zincirlerinin ham maddeden lojistiğe, son ürüne kadar yeşile dönebilmesi demek. Yenilenebilir enerji kısıntında konuşunca alternatif enerji kaynaklarının, yenilenebilir enerji kaynaklarının mevcut sisteme entegre edilmesi anlamına geliyor. Yeşile dönme işlerinin verimliliğe ve sektörlerin şirketlerin büyümesine de olumlu yansıdığını sahada artık rakamlarla görebilir hale geldik. Avrupa pazarı birçok şirketimiz için hala vazgeçilmez, Türkiye için de vazgeçilmez. Avrupa’da pazardaki yerimizi korumak, fırsat alanlarından faydalanabilmek için bir şekilde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek zorunluluk haline geldi. Sürdürülebilirlik ekonomiyle, şirketlerin ticaret yapısıyla, yatırımlarla, doğrudan ilişkili ve karlarına, rekabet güçlerine doğrudan etki eden bir hale geldi” ifadelerini kullandı.

ISI YALITIMI BİNALARIN DAHA UZUN YILLAR AYAKTA KALMASININ ANAHTARI!

Isı yalıtımın bina dayanıklılığına karşı etkisinden bahseden Korkmaz, “Depreme karşı da yalıtım uygulamalarının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Özellikle 2017 yılından bu yana ülkemizde yeni binalarda suya karşı yalıtım uygulamaları yasalda zorunluluk hale geldi. Mutlaka zemin etütleri, zemin kaynaklı ve yapısal anlamda yapıyı etkileyecek suyu uzaklaştırabilecek etkileri ortadan kaldıracak su yalıtımı. Binayı suya ve neme karşı yalıtımla korumak inşa ettiğiniz binalarında daha uzun yıllar ayakta kalmasının anahtarıdır. Depreme karşı dayanılır bina inşa edecekseniz mutlaka su yalıtımı ve ısı yalıtımını yapmanız gerekiyor” diye konuştu.

SOĞUTMA İÇİN HARCADIĞIMIZ ENERJİ, ISITMA İÇİN HARCADIĞIMIZ ENERJİNİN 2 KATINDAN FAZLA

Soğutmak için enerjinin daha fazla harcandığını belirten Korkmaz, “Soğutma için harcadığımız enerji, ısıtma iççin harcadığımız enerjinin 2 katından fazladır. Bu çok önemli bir durum. Gerek sıcak iklimlerde gerek soğuk iklimlerde kentsel dönüşüm veya mevcut binalarda mutlaka enerji verimliliği uygulamaları, başta ısı yalıtımı olmak üzere devreye girmesi gerekiyor. Biz özellikle enerjisini artık türeten değil, enerjisini üreten binalara doğru yol almamız gerekiyor. Ülkemiz içinde bulunduğu durumu, ekonomik anlamdaki gelişimini, refahını, özgürlüğümüzü enerjimiz yönünden de bağımsızlığımızı ne kadar elde edebilirsek o kadar hızlı bir şekilde elde edilir. VERİMDER olarak 2018 yılından beri enerji verimliliği alanında, tasarruf alanında çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Editör: Gayrimenkul Gündemi