Ev Sahipliği Oranı Geriliyor, Kiracılık Artıyor
Ev sahipliği oranı şu anda %56,02 düzeyinde. Bu oranın her yıl düşmesi, kiralık konutlara olan talebi artırıyor. Kiracılık oranındaki artış ise kira fiyatlarını yukarı çekerken, bu durum enflasyon üzerinde de ciddi baskı oluşturuyor. Uzmanlar, kiralardaki artışın enflasyonun tetikleyici unsurlarından biri haline geldiğine dikkat çekiyor.
Arz Açığını Ne Tetikliyor?
Arz-talep dengesizliğinin sebepleri arasında; yüksek arsa maliyetleri, artan inşaat girdileri, finansmana erişim zorlukları ve üretim kapasitesinin yetersizliği yer alıyor. Son yıllarda birinci el konut üretimindeki düşüş, ikinci el stoklarla bir nebze dengelendi. Ancak ikinci el konut stoku da hızla eriyor ve artık talebi karşılayamaz hale geliyor.
İstanbul’da Yılda 122 Bin Yeni Konuta İhtiyaç Var
KONUTDER’in PwC Türkiye ile birlikte hazırladığı son rapora göre, İstanbul’un önümüzdeki 10 yıl içinde 1 milyon 220 bin konuta ihtiyacı bulunuyor. Yani her yıl yaklaşık 122 bin yeni konut üretilmeli. Ancak mevcut üretim bu ihtiyacın oldukça gerisinde kalıyor. Artan tekil yaşam tercihleri ve küçülen hane halkı yapısı, 1+0 ve 1+1 gibi küçük metrekareli konutlara olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor.
Konut Üretimi İçin Yeni Destekler Şart
Sektör temsilcileri, konut üretiminin artırılması için arsa tahsisi ve finansman modellerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle Hazine arazilerinin özel sektöre uygun şartlarla sunulması, üretim maliyetlerini düşürebilir. Aynı zamanda müteahhitlerin finansmana daha kolay ulaşabilmesi, uygun fiyatlı konutların üretimini teşvik edebilir.
TOKİ ve Emlak Konut’tan Avantajlı Arsa Satışları
Konut ihtiyacının karşılanması için kamudan da önemli adımlar geliyor. TOKİ ve Emlak Konut GYO, İstanbul’un değerli bölgelerinde bulunan arsaları e-ihale yöntemiyle satışa sunuyor. Dijital ortamda, şeffaf ve rekabetçi bir şekilde gerçekleşen bu ihaleler, yatırımcılara uzun vadede kazanç potansiyeli yüksek fırsatlar sunuyor.
Konut Sektöründe Seferberlik Zamanı
Türkiye’de konut üretiminin artırılması sadece barınma ihtiyacının değil, ekonomik istikrarın sağlanması açısından da büyük önem taşıyor. Konut sektörü, doğrudan ve dolaylı olarak 260’tan fazla alt sektörü besliyor. Bu nedenle, sektörün desteklenmesi ve üretim koşullarının iyileştirilmesi bir zorunluluk haline gelmiş durumda.