Arda Elektrik ana sponsorluğunda Pimapen’in de destekleriyle Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikasında gerçekleştirilen ve 'Geleceğe Güvenle Bak' temasıyla düzenlenen etkinliğe İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener'in de aralarında olduğu yaklaşık bin kişi katıldı.
İnşaat Deryası Yayıncılık İmtiyaz Sahibi Niyazi Gültekin, yaptığı açılış konuşmasında “İnşaat sektörü, son birkaç yılı çok zor geçirdi. 2018 ekonomik krizinden bu yana, sektörde ne yazık ki bir türlü kalıcı istikrar sağlanamadı. Sadece son üç yılda inşaatta yaşadığımız enflasyon yüzde bini buldu. Zaman zaman düşük faizli konut kampanyaları ile sektörümüz desteklense de, yapılan destekler ancak pansuman olabildi. Bizler kısa süreli destek değil, devamlı ekonomik istikrar istiyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen biz bu şehre, bu ülkeye güveniyoruz. Bu yüzden bu yılki organizasyonumuzu ‘Geleceğe güvenle bak’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. Bizler; bu şehre, bu ülkeye inanan iş insanları olarak, koşullar ne olursa olsun üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam sağlamaya devam edeceğiz. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İNŞAAT SEKTÖRÜ EKONOMİNİN LOKOMOTİFİDİR
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İnşaat sektörü pek çok farklı faaliyet alanını etkileyerek ekonomimizde lokomotif güç oluşturuyor. Bu sektöre yapılan tüm yatırımlar ekonomik kalkınmamızın da temel bileşeni olarak kabul ediliyor. Bu sektör konuttan ticari binalara, altyapı projelerinden endüstriyel tesislere kadar geniş bir alanı kapsıyor. Sektör profesyonellerinin böyle toplantılarda deneyimlerini paylaşmalarının çok önemli olduğunu söylemek istiyorum. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik koşulların ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bu zorlu dönemi firmalarımızın esnekliği ve deneyimleriyle geride bırakacağına inanıyorum. Geçmişte de büyük krizler yaşadık; reel sektörün gücüyle işlerimizi düzene kavuşturmayı başardık. Her krizden daha da güçlenerek çıktık. Enflasyonun düşüş trendine girmesi ve faizlerin de inmesiyle birlikte sektörün önünün daha da açılacağını düşünüyorum”
BELEDİYE OLARAK HER ZAMAN YANINIZDAYIZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay: “İzmir'i sevmek demek onun sorunlarına da sahip çıkmak demektir. İzmir Büyükşehir Başkanlığına bu duygularla talip oldum ve sizlerin bana onur veren onayıyla 6 aydır bir çalışmanın içindeyiz. Biz doktorlar olarak 'Bu ülkenin ve insanların iyi doktorlara ihtiyacı var' derdik. O nedenle daha iyi olmak için çok çalışırdık. Bu ülkenin işini iyi yapan müteahhitlere, yapı malzemesi üreten firmalara, mühendislere ve mimarlara ihtiyacı var. Biz belediye olarak her zaman yanınızda olacağız. 5 yıldır Karşıyaka'da insanların yanında olduğumuzu gösterdik. Aynı duruşu daha da gelişmiş şekilde göstermeye devam ediyoruz. İzmir inşaat açısından sorunları olan ve yapılması gereken çok işin olduğu bir şehir. Ruhsat vermeyle ilgili süreçleri dijital olarak hızlandırmak için bütün olumlu çalışmalara zaten başlatmıştık. İlçe belediyelerimizle yaptığımız toplantılarla beraber bu süreci hızlandıracağız. Bunları yaparken yapıların güvenliği ve hukuken sorunlar yaşanmaması için sağlıklı bir sistem kurmak zorundayız. Şehirde herhangi bir yerde kaçak binanın yapılmaması için imar planlarının bir an önce tamamlanması gerektiğinin de bilincindeyiz. Şu anda 1/25 binlik planlar yapılıyor. Hemen arkasından şehrimizin gelişim akslarında yeni yerleşim alanları açılması için üzerimize düşeni yapacağız. Önümüzdeki yılların İzmir açısından rahat bir dönem olacağına inanıyorum” diye konuştu.
SEKTÖRDEKİ SON GELİŞMELER MASAYA YATIRILDI
İnşa Edenler etkinliğinin ikinci bölümünde Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Caner Tan'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde İZTO Yönetim Kurulu Üyesi ve MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Yıldırım, Ege Yapı GYO Genel Müdürü Didem Güneş, İZKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil ve Tanyer Yapı Genel Koordinatörü Taylan Tanyer sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İnşaat sektörünün ülkede 1 buçuk milyonluk istihdam yarattığını ve dolaylı olarak ekonomiye yüzde 30'luk bir katkı sağladığını belirten Moderatör Caner Tan, barınmanın temel bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Yeni konut arzı olmadığı için kira fiyatlarının çok arttığını da kaydeden Tan, bu sorunun çözümü için İzmir'de yeni arsa alanlarına ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekledi.
FİYAT İSTİKRARI VE ARSA VURGUSU
Türkiye’de 400 bin müteahhitin olduğunu fakat hala bir meslek odalarının bulunmadığını belirten İZTO Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kahraman, “Ülkemizdeki yapıların yaklaşık yüzde 60'ı riskli durumda. Bunların dönüştürülmesi ve dayanıklı binaların inşa edilmesindeki en önemli aktörler ise müteahhitlerdir. Fakat bu kadar geniş bir meslek grubu olmamıza rağmen hala bir meslek odamız bulunmuyor. Meslektaşlarımız ticaret odalarında ve STK'larda temsil ediliyor. İZTO İnşaat komitesi ve Müteahhitler Federasyonu olarak Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’yla ve bürokratlarla pek çok defa toplantı yaptık. Çalışmalarımızı sunduk olumlu sonuçlar da aldık. Sektörümüzün sorunlarının çözülebilmesi için Müteahhitler Odasının da kurulması lazım. Şu anda meslektaşlarımın yüzde 75'i yeni proje üretemiyor. Yüksek faizler nedeniyle finansmana ulaşamıyoruz. Girdi maliyetlerindeki fahiş fiyat politikası da iş yapamaz hale getirdi. Tarım ve orman vasfını yitirmiş olan alanların imara açılması, fahiş malzeme fiyatlarıyla mücadele için temel malzemelerin üretiminin devlet eliyle yapılması ve fiyat istikrarının sağlanması sektörün geleceği için son derece önem taşıyor” diye konuştu.
YENİ ARSALAR İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Yıldırım, “İskanın açılacağı yerlere karar verirken nüfus projeksiyonunu 25-30 yıllık yapıyoruz. Örneğin nüfus tahmini 2000 yılında 1 milyon olarak öngörülürken bu rakam gerçekte 3 buçuk milyon civarına yükseldi. Artan göç ve nüfusa paralel olarak İzmir’de kaçak yapılaşma da başladı. Sonrasında imar aflarıyla bu konutlar yasallaştı. Kaçak yapılaşmanın kamu eliyle çözülmemiş olması İzmir'in şu anki konut yapısını da oluşturmuş oldu. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak kanun ve yönetmeliklere uygun hareket etmek zorundayız. Tarım alanlarını ve orman alanlarını da koruyarak merkezdeki nüfus yoğunluğunu azaltacak yeni alanlar açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir’de deprem afetini kısa süre önce yaşadık. İnsanlar kendilerini en güvenli hissettikleri yerler evleriyken bu durumun böyle olmadığı görüldü. İnsanlar için güvenli yaşamı sağlayacak olan siz müteahhitlersiniz” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇOK ÖNEMLİ
Ege Yapı GYO Genel Müdürü Didem Güneş “Ege Yapı olarak Pandemi süreciyle birlikte 2 yıl önce İzmir’e geldik. O dönemde herkesin evlerinde kaldığı ve evden çalıştığı o dönemde, evlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. İzmir deprem bölgesi üzerinde yer aldığı için dönüşüm için açılım yaptık. Dönüşümde yapı firmaları kamu kurumları ve kat maliklerinin de katılımcı ve uzlaşı içinde olması çok önemli. Deprem yönetmelikleri değişti. Güvenli yapılarda oturmak herkesin temel hakkı. İzmir’de Urla, Alsancak, ve Dikili’de toplam 6 proje yürütüyoruz. Konutun yanı sıra arsa projeleri de üretmeye başladık. Şu anda arsa maliyetleri çok yüksek, inşaat maliyetinin yüzde 50'sini arsa oluşturuyor. Yapı malzemeleri ve arsa maliyeti satış fiyatını da yükseltiyor. Faiz oranlarını düşmesiyle birlikte konut satışlarında da artış bekliyoruz. İzmir'i seviyoruz yatırımlarımız devam edecek”
YENİ GELİŞİM ALANLARININ ÜRETİLMESİ GEREKİYOR
İZKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil “ Arsa maliyetlerinin yükselmesine sektördeki rekabet de neden oldu. İşler açılınca birden fazla projeye başlayan müteahhitler kat karşılığı yüzde 50'lere varan rakamlara ulaştı. Hak sahiplerine çok yüksek kat karşılığı değerler verildi. Bu rakamlar yaptığımız işin doğasına aykırı ve sürdürülebilir değil. Özellikle depremden sonra yüksek kat karşılığı olan inşaatlar yapılıyor. Enflasyonun ve arsa maliyetlerinin de etkisiyle birçok proje ya başlanmadı ya da yarım kaldı. İnsanlar kentsel dönüşüme sokmak için müteahhit arar oldu. Özellikle yüksek yapıların maliyet hesapları nedeniyle yapılabilir bir yanı kalmadı. Bu sorunun çözümü için bir müteahhitler odası kurulup belli kurallar ve nizamlar çerçevesinde örgütlü şekilde hareket edilmeli. Aksi takdirde kentlerin gelişimine de olumsuz durumlar söz konusu olacak. Günümüzde yeşil binalar, sosyal donatılar ve otoparklar önemli bir ihtiyaç. Kentsel dönüşümü bir fırsata çevirmek mümkün. Burada mülk sahibi ve müteahhit firmanın ortak noktada buluşması çok önemli. Konut arzı azaldığı için kira fiyatları çok arttı. Evlerin amortisman süreleri 10 yıllara kadar düştü. Dünyanın hiçbir yerinde bu rakamlar yok. Bu sorun ancak yeni gelişim alanlarının üretilmesi ve arsa maliyetlerinin düşürülmesiyle çözülür” ifadelerini kullandı.
İŞÇİLİK ENFLASYONU YAŞANACAK
Tanyer Yapı Genel Koordinatörü Taylan Tanyer de konuşmasında şunları söyledi: “Bu panel sektörümüzün gelişimi için çok önemli. Daha çok bir araya gelmemiz lazım. Bu sene 30'uncu yılımızı kutluyoruz. Taahhüt ve gayrimenkul geliştirme işleri yapıyoruz. Şu anda sektörde işçilik enflasyonu yaşanıyor. Gelecek yıl kredi faizleri ve finans ortamı daha iyi olsa da işçilik enflasyonu da sektörü etkileyecek. Kalifiye işçi bulmak bu kadar problemli değildi. Geçmişte asgari ücretin bir buçuk katına değerli ustalar çalıştırabiliyorduk. Şu an işçi yevmiyeleri 3 bin TL oldu. Önümüzdeki yıl bu rakam daha da artacak. Enflasyon liyakatı ve sadakatı da bitiriyor. İş tamamlama motivasyonu da kayboluyor. Yeni eleman gelmediği için işçilik enflasyonu da oluşuyor”
Kat karşılığı oranlar 2007-2008 yıllarında yüzde 30 -35'lerdeydi. Müteahhit değerliydi. Arsa sahipleri iyi müteahhitlerle çalışmak isterdi. Konutun altın çağı başladı, konut kredi oranlarının 1 ve 1'in altına düştüğü zaman ciddi bir yapılaşma oldu. Bunun sonucunda kat karşılığı oranları arttı. Geldiğimiz noktada müteahhitler olarak yüzde 50'leri kurtarmanın mümkün olmadığını görüyoruz. Kat karşılığı oranları geri gelmek zorunda. Özellikle bir yıl ve üstünü geçen imalat süresi geçen konutlarda bu daha da ortaya çıkıyor. Gelecek yıl bunların dengeye geleceğini düşünüyoruz. Urla Bademlerde yaklaşık 80 bin metrekare alan üstüne kurulu Tan Urla projemiz devam ediyor. Son aylarda örnek dairelerimiz ve satış ofisine gelen müşteri sayımız arttı. İnsanlar ev almadıkları dönemi telafi etmek istiyor. Önümüzdeki Haziran ayında faizlerin 25-30 baz puana düşeceğini tahmin ediyorum. İnsanların mevduatlar yerine konuta yöneleceğini düşünüyorum. İnsanlar bu dönemde imkanları varsa faize aldırmadan taksitlere girerek konut alsınlar”