Konut Satışlarında Yükseliş
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,1 artarak 335.786 adede ulaştı . Bu artış, Ocak 2020'den bu yana en yüksek ikinci ilk çeyrek verisi olarak kaydedildi. Ayrıca, ipotekli konut satışları %87,3 artışla 51.729 adede yükselirken, kredili satışların toplam satışlardaki payı %9,7'den %15,4'e çıktı .
Konut Kredisi Faiz Oranlarında Değişim
Nisan 2025 itibarıyla konut kredisi faiz oranları bankalar arasında değişkenlik göstermektedir. Örneğin, Ziraat Bankası %3,09, Akbank %2,85, ve ING Bank %3,39 faiz oranları sunmaktadır . Bu oranlar, kredi kullanmak isteyen vatandaşlar için önemli bir gösterge olmaktadır.
Kira Artış Oranları ve Enflasyonun Etkisi
Enflasyonist ortam, kira artış oranlarını da etkilemektedir. Nisan 2025 itibarıyla konut kiralarında yapılabilecek en yüksek yasal artış oranı, TÜFE'nin 12 aylık ortalaması baz alınarak %51,26 olarak belirlenmiştir . Bu durum, kiracı ve ev sahipleri arasındaki ilişkileri doğrudan etkilemektedir.
Yabancı Yatırımcıların İlgisi Azalıyor
2025 yılının ilk çeyreğinde yabancılara yapılan konut satışlarında düşüş gözlemlendi. Mart ayında yabancılara yapılan konut satışları, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,5 azalarak 574 adede geriledi . Bu düşüş, yabancı yatırımcıların Türkiye'deki konut piyasasına olan ilgisinin azaldığını göstermektedir.
Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Konut Projeleri
Kentsel dönüşüm projeleri ve sosyal konut inisiyatifleri, konut arzını artırarak sektöre canlılık kazandırmaktadır. Özellikle İstanbul'da 1980 öncesi inşa edilmiş 262 bin konutun dönüşümü, hem güvenlik hem de arz açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, kamu-özel sektör işbirliğiyle geliştirilen sosyal konut projeleri, uygun fiyatlı konut ihtiyacını karşılamada etkili bir çözüm olarak öne çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye'de konut sektörü 2025 yılında önemli bir ivme kazanmış durumda. Ekonomik göstergeler, faiz oranlarındaki değişimler ve sosyal projeler, sektörün geleceği açısından belirleyici faktörler olmaya devam edecektir.