Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen “Depreme Dirençli Adıyaman” konulu konferansta konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Adıyaman'ın depreme karşı dirençli hale getirilmesi için acil eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Adıyaman’ı Tehdit Eden Fay Hatları
Prof. Dr. Görür, Adıyaman'ı tehdit eden fay hatlarını Doğu Anadolu Fayı, Ölü Deniz Fayı ve Bitlis Bindirme Kuşağı olarak sıraladı. Bu fay hatlarının tekrar periyotlarına bağlı olarak büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirten Görür, şu çağrıda bulundu: “Adıyaman’ın 10-15 yıl içinde tamamen deprem dirençli bir kent haline getirilmesi mümkün.”
Görür, deprem dirençliliğin sadece yapı stoku ile sınırlı olmadığını, altyapı, ekonomi, ekosistem ve halkın bilinçlendirilmesini kapsayan bütüncül bir çalışma gerektirdiğini ifade etti.
"Adıyaman Kendi Depremiyle Yüzleşmedi"
Adıyaman'ın yaşadığı yıkımın, komşu fay hatlarının hareketi sonucu oluştuğunu belirten Prof. Dr. Görür, şu uyarıda bulundu: “Adıyaman, kendi fay hattının hareketiyle oluşacak büyük bir depremle henüz yüzleşmedi. Özellikle Zagros kuşağı yavaş bir hareketle enerji biriktiriyor. Ne zaman harekete geçeceği bilinmez ama şimdiden hazırlık yapılmalı.”
İstanbul ve Diğer Bölgeler İçin Uyarılar
Prof. Dr. Görür, Türkiye genelinde deprem hazırlıklarının yetersizliğine dikkat çekerek, özellikle İstanbul için kritik uyarılarda bulundu. İstanbul’da 1 milyon 100 bin binanın 100 bininin tamamen yıkılacağını veya ağır hasar alacağını ifade eden Görür, şu bilgileri paylaştı: “Bu durumda 4 milyon insan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Deprem dirençli bir kent inşa etmek; yönetim, halk ve bilimsel çalışmanın birleşimiyle mümkün. Aksi takdirde sonuç, büyük acılar ve hayal kırıklığı olacaktır.”
Tunceli, Doğu Anadolu ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinin deprem riski taşıdığını vurgulayan Görür, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda büyük bir deprem olabilir. Kentleri depreme dirençli hale getirmek, Japonya ve Şili gibi ülkelerde olduğu gibi büyük felaketlerin önüne geçer.”
