Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul’un konut ihtiyacını istatistiklerin ötesine geçerek sosyolojik boyutlarıyla ele alan kapsamı bir araştırma gerçekleştirdi. "Konut Talebini Belirleyen Mikro Faktörler - İstanbul Örneği" başlıklı rapor, İstanbul Üniversitesi akademisyenleri Prof. Dr. Ali Murat Vural ve Prof. Dr. Murat Şeker tarafından hazırlandı ve basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Konut Alımında Tasarruf ve Harcamaları Kısma Eğilimi
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaştı. Pandemi sonrası yapılan çalışmaların aksine, İstanbul halkının %72,1 gibi büyük bir kısmı uygun ödeme koşulları sağlandığında konut almak için tasarruf etmeye ve harcamalarını kısmaya hazır olduğunu belirtti. Araştırmaya göre, konut hem bir yatırım hem de güvence aracı olarak görülmeye devam ediyor.
Gençlerin Konut Sahibi Olma Arzusu Artıyor
Son beş yılda gençlerin konut sahibi olma isteği belirgin bir şekilde artış gösterdi. Araştırma verilerine göre, önceki dönemlerde beşinci sırada olan "ev sahibi olma isteği" bu kez ikinci sıraya yükseldi. Bu durum, artan kira fiyatları ve barınma krizinin gençleri uzun vadeli yatırım olarak konuta yönelttiğini gösteriyor.
Konut Sahiplik Oranı Düşüyor, Kiracı Sayısı Artıyor
2024 verilerine göre, konut sahiplik oranı %56,1'e gerileyerek 2007'den bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Aynı süreçte dar gelir gruplarında konut sahibi olma oranı %61'den %45'e düştü. 2007 yılında her 100 kişiden 18'i kiracıyken, bu oran 2024'te %36,7'ye yükseldi. Bu durum ekonomik, sosyolojik ve psikolojik açıdan büyük bir sorun oluşturuyor.
Barınma Sorunu ve Çözüm Önerileri
Araştırmaya katılanların %79,9'u kiracı olmanın kendilerini mutsuz ettiğini belirtirken, %34,6'sı gelecekte İstanbul'da barınma sorunu yaşayacağını düşünüyor. Alt gelir gruplarında bu endişe daha belirgin hale geliyor.
KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova, bu kronik sorunun çözümü için Kamu-Özel Sektör işbirliğinin şart olduğunu belirtti. TOKİ'nin sadece dar gelirli gruplara odaklanmasının yeterli olmadığını, orta ve üst gelir gruplarında başarıyla uygulanan Emlak Konut GYO modelinin, sosyal ve erişilebilir konutlar için de TOKİ ve özel sektör ortaklığıyla uygulanması gerektiğini vurguladı.
Konut Yatırımı Mantıklı Bir Seçenek Olarak Görülüyor
Araştırmaya göre, katılımcıların %81,1'i konut yatırımını mantıklı buluyor. Özellikle ebeveynler, %87 oranında çocuklarına bir ev bırakmayı öncelikleri arasında görüyor. Kendini üst gelir grubunda görenlerin %45,7'si önümüzdeki beş yıl içinde konut almayı planlıyor.
Konut Kredisi Kullanımı ve Finansal Esneklik
Araştırma, konut kredisi kullanımına dair de önemli bulgular içeriyor. Katılımcılar, gelirlerinin ortalama üçte birini konut kredisi ödemelerine ayırabileceğini belirtiyor. Üst gelir grubunda bu oran %40'a kadar çıkıyor. Gençler ise konut almak için 10 yıldan uzun vadeli borçlanmayı göze alıyor ve gerekirse araba satışı gibi varlık devirlerini de planlıyor.
Araştırma, İstanbul halkının konut ihtiyacının giderek artan bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Ev sahiplik oranlarındaki düşüş ve kiracı oranlarındaki artış, uzun vadeli çözümler gerektiren ciddi bir barınma krizine işaret ediyor. Kamu-özel ortaklıklarının arttırılması ve konut alımını kolaylaştıracak finansal modellerin geliştirilmesi, bu sürecin en etkili çözüm yollarından biri olarak öne çıkıyor.