Arslan, yabancıya konut satışı ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Suudi Arabistan, İran ve Irak uzun yıllar lokomotif ülkelerdi ancak Ukrayna savaşıyla birlikte Rusların ciddi alım talebine karşı öngörümüz bunun en fazla bir yıl süreceği yönündeydi. Geçtiğimiz yılsonu itibariyle yüksek fiyatların da etkisiyle, hareketlilikte ciddi bir azalma oluştu.
2023’te zirvede Rusya olsa da satış adeti bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 45 seviyesinde azalmış durumda. 2022’yi yaklaşık 6 milyar dolarlık satışla kapatan gayrimenkul sektöründe 2023 yılı için bu rakam 4 milyar doları bulamayacak gibi görünüyor.
Dünyada yabancıya satışın en yoğun olduğu ülkeler ABD, İngiltere, Portekiz, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai) olarak sayılabilir.
Pastanın büyük payı bu ülkelerde ve bu ülkelerin payı en düşük olanında dahi yabancıya satışın toplam satışa oranı yüzde 10’un üzerinde, hatta Dubai de bu oran yüzde 65-70 seviyelerine kadar çıkıyor.
Önemli olduğunu düşündüğümüz bir rakam daha var: Dünyada gerçekleşen toplam yabancıya gayrimenkul satışı pazarı yaklaşık 400 milyar doların üzerinde ve Türkiye’nin bundan aldığı pay yüzde 1 bile değil.
Türkiye’de 2023 yılı için satılan her 100 konuttan sadece 3 tanesi yabancılara satılırken, Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle Antalya’da satılan her 100 konutta yaklaşık 20 tanesi yabancılara satılmış durumda. Bu oran İstanbul’da ise yüzde 6 diyebiliriz.
İstanbul’daki yabancıya konut satış adedi düşük sayılmaz ancak İstanbul’un bir ilçesi büyüklüğündeki Dubai’de, yabancıya satışın toplam değerinin 65 milyar dolar olduğu ve Türkiye’nin tamamında bu oranın yüzde 5’ine ancak ulaşabildiğimiz düşünüldüğünde ciddi eksikliklerle karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim.
Türkiye’deki konut fiyatlarının yükselmesindeki ana sorun yabancılarmış gibi gösteriliyor ve yatırım yoluyla vatandaşlık veya oturum alanların, düzensiz göç edenlerle (mülteciler) karıştırılıyor.
Oysa ülkemize döviz getiren yabancılarla mültecileri aynı kefeye koyarak yabancıya satışı zorlaştırmak yerine, dövize bu kadar ihtiyaç duyulan bir dönemde bu süreci kolaylaştırmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bununla birlikte yabancıya satış konusunda da; gerek geliştirici gerek aracılık gerekse hukuk ve değerleme tarafındaki tüm paydaşları kapsayacak, onları regüle edecek doğru çözümler ortaya koyarak süreç yönetilmelidir.
Ayrıca kamunun da, uluslararası örnekleri gözeterek, vatandaşlık ve altın vize uygulamalarının detaylarını yeniden değerlendirmesi yerinde olacaktır.”