Aydınlık'ta yer alan habere göre, temmuz ayının yaklaşmasıyla birlikte kamuoyuna yansıyan konut sektörü ile ilgili düzenlemelerin kira fiyatlarındaki artışı önleyip önleyemeyeceği sorusu ortaya atıldı.

Konut sayısına göre vergilendirme, boş tutulan konuta vergi gibi birçok tedbirin uygulanması tartışıldı. Çözüm önerileri ele alınırken Türkiye İstatistik Kurumunun hane halkı tüketimi verisine göre harcamalar içinde en yüksek payı, yüzde 24 ile konut ve kira aldı.

Temmuz ayından itibaren de asgari ücrete zam yapılmayacağı, memur ve emeklilere yaklaşık yüzde 25 zam yapılacağı iddia ediliyor, kira artışına getirilen yüzde 25 sınırının ise kaldırılacağı belirtiliyor.

Konut sektörü ile ilgili düzenleme önerilerini Aydınlık’a değerlendiren İstanbul Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Adnan Yeşiltaş, “Memur ve emekli maaşlarına yüzde 25 veya 30 zam yapıp konut kiralarına TÜİK’in açıklamış olduğu enflasyona göre 67 civarlarında zam yapmak nereden bakarsak bakalım adaletsiz.” dedi.

Konut Fiyatları 10 Yılda 20 Kat Arttı Konut Fiyatları 10 Yılda 20 Kat Arttı

Uygulamanın kaşıkla verip kepçeyle almaya benzediğini dile getiren Yeşiltaş, “Yüzde 25 sınırı da doğru değildi. Konut kiraları ile iş yeri kiraları arasında bir adaletsizlik uçurumun olması da anlamsızdı. Aynı katta bulunan bir dairenin iş yeri statüsünde olması yüzde 70 artışı öngörürken öbür taraftan kira getirisinde geçinen insanların da yüzde 25 sınırlandırılması da ciddi bir adaletsizlikti.” diye konuştu.

‘DAHA BÜYÜK YARALAR AÇACAK’

İnsanların, özellikle de emeklilerin kirada oturamaz hale geldiğini aktaran Yeşiltaş, “Kaldı ki kendi evi olsa bile, şehir merkezlerinde orta gelirli yurttaşların evini satmak zorunda kaldığı bir döneme geliyoruz. Memura, işçiye, emekliye yapılacak yüzde 25 zammın hiçbir yarayı kapatmayacağı gibi enflasyon oranında kira artışı da daha büyük yaralar açacak. Yani emlak dünyasının ciddi derecede bir kargaşanın içerisinde.” ifadelerini kullandı.

Adnan Yeşiltaş, kira fiyatlarında dar gelirlilerin aleyhine oluşacak artışın önüne geçmek için şu önerileri sıraladı:

“Bir gayrimenkul olan ve bir gayrimenkulden kira alan emekli yurttaşların statüsü ayrı değerlendirilmeli. İşçinin, emekçinin, orta gelirli yurttaşların durumu ayrı değerlendirilmeli. Ayrıca 10 tane, 20 tane gayrimenkulü olan, gayrimenkul zenginleriyle alakalı ayrı bir düzenleme hazırlanmalı.”

ÇOKULUSLU ŞİRKETLER ELE GEÇİRDİ

Yüzde 25 sınırının kalkması gibi adımlar hiçbir sorunu çözmeyeceğini vurgulayan Yeşiltaş, şöyle devam etti:

“Asıl sorun emlak dünyası işgal altında olmasıdır. Çok uluslu şirketlerin Türkiye emlak dünyasını ele geçirdiğini görüyoruz. Yasalara bağlı, mesleğine saygılı, genel emlak firmaları, Gross Marketler karşısında yok olmaya yüz tutmuş bakkallar pozisyonunda. Bugün çok uluslu firmalar cirit atıyor her yerde. Yaptıkları günlük kiralamalar kayıt dışılığa neden oluyor.

Üstelik turizm sektörüne de zarar veriyor, suça ve suçluya da yataklık yapıyor. Günlük aylık kiraya verenlerin, kiralayanların yabancı olduğunu görüyoruz. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolünden çıkmış bir emlak dünyası var. Emlak dünyası yabancıların hegemonyası altında.”

YABANCILAR EMSAL OLUŞTURUYOR

Emlak dünyası ile ilgili yapılacak bir müdahalenin başarıya ulaşması için öncelikle sektöre hakim olan kayıt dışılığın önlenmesi, tekrar kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çeken Yeşiltaş, emlak müşavirlerine sorumluluk yükleyen ve yetki çerçevesini belirleyen bir emlak kanunun olması gerektiğinin altını çizdi. Gayrimenkul sektörünün kontrolden çıkması ve yabancıların eline geçmesinin dar gelirlilerin aleyhine olduğunu anlatan Adnan Yeşiltaş, şöyle konuştu:

“Örneğin İstanbul’un Fatih ilçesinde olduğu gibi yoksul, orta halli yurttaşların oturduğu bir semt yabancıların kontrolüne geçiyor. Yabancılar günlük kiraya veriyor. Böyle olunca emsal teşkil ediyor. Yabancıya verilen fiyatın emsal olması ile birlikte oluşan dalga en fazla dar gelirli yurttaşlara yansıyor.

“Dolayısıyla aslında biz yüzde 25 sınırını konuşuyoruz ama aslında daha büyük kaos emlak dünyasındaki kontrolsüz alım ve kontrolsüz kiraya vermek. Bazı bölgelerde satışları durdurdular ama kiralıklarda ciddi bir kaos ve kargaşa var. ‘Yüzde 25 sınırı kalksın mı kalkmasın mı?’ gibi cambaza bak numaralarıyla geçiştirmeye çalışıyorlar. Sorun çok daha büyük. Acilen yabancıya satışın durdurulması gerekir.”

5 KEZ MECLİS’E BAŞVURDULAR

Konut sektöründe kayıt dışılığın ortadan kalkması için İstanbul Emlak Müşavirleri Derneği olarak 5 yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne başvurduklarını dile getiren Adnan Yeşiltaş, şu ifadeleri kullandı:

“Emlak Müşavirleri Kanunu götürdük. Ne hikmetse kanun her dönemde kadük oldu. Bizim aklımıza Meclis’te emlakçılık yapıldığı geliyor. Başka bir açıklama bulamıyoruz. Meclis’in emlakçılığı bırakması lazım. Emlakçılıkla ilgili kanunun çıkartılması ve kayıt dışılığın ortadan kaldırılması lazım.”

Editör: Gayrimenkul Gündemi