Tapu Davasında Şaşırtan Gecikme ve Usulsüzlük
Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir tapu iptal davası, bilirkişilerin işleyişine dair ciddi şikâyetleri gün yüzüne çıkardı. Mahkeme, 7 Ocak 2022 tarihli ilk bilirkişi raporunu yetersiz bularak reddetti ve yeni bir bilirkişi heyeti atadı. Ancak, yeni heyetten Tuğba Başol Delibaş, 21 Temmuz 2023 tarihli raporu tam 7 ay gecikmeli olarak tek başına hazırladı. Diğer bilirkişiler bu raporu sonradan imzaladı.
Bu durum mahkeme tarafından incelenmeye alındı ve Prof. Dr. Turgay Coşgun ile Prof. Dr. Barış Sayın’ın da aralarında bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Ancak, bu heyet de usule ve kanuna aykırı bir şekilde rapor hazırlamakla suçlandı. Davanın avukatı, bilirkişi raporlarına tekrar itiraz etti.
Ezgi Apartmanı Davasında Tartışmalı Rapor
Prof. Dr. Turgay Coşgun ve Prof. Dr. Barış Sayın’ın, Kahramanmaraş depreminde 35 kişinin hayatını kaybettiği Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi oldukları ortaya çıktı. Bu davada, apartmanı taşıyan kolonların kesilmesinin yıkıma yol açmadığını belirten bir rapor hazırladılar. Ancak, apartman avukatı Rezan Epözdemir, bilirkişilerin görüşlerinin bilimsel temelden yoksun olduğunu savunarak haklarında suç duyurusunda bulundu. Epözdemir, bu bilirkişilerin yetkilerinin alınmasını talep etti.
Bilirkişiden Rüşvet İddiası
Bir diğer skandal, iş insanı Fehmi Öztürk’ün AVM projesi nedeniyle eski ortağı Fırat M. ile yaşadığı hukuki süreçte ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, bilirkişilikten yasaklı olmasına rağmen Mehmet Doğan’ı bilirkişi olarak atadı. Doğan, Fehmi Öztürk’ü suçlu gösterecek sahte bir rapor hazırladı. Ayrıca, Öztürk’ten 25 bin TL rüşvet talep ettiği iddia edildi. Mehmet Doğan, "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bilirkişilik Sistemine Güven Sarsılıyor
Türkiye’de bilirkişilik sistemine yönelik eleştiriler, bu skandallarla daha da arttı. Raporlarda taraflılık, rüşvet ve usulsüzlük gibi iddialar, adalet sistemine olan güveni olumsuz etkiliyor. Hukukçular ve mağdurlar, bilirkişilik sisteminin daha şeffaf ve denetlenebilir bir yapıya kavuşması gerektiğini vurguluyor.
Bilirkişilik Sisteminde Reform İhtiyacı
Adaletin sağlanmasında kilit rol oynayan bilirkişilerin, liyakat esasına göre atanması ve tarafsızlık ilkelerine uygun hareket etmesi gerektiği ifade ediliyor. Uzmanlar, sistemin reforme edilerek bilirkişilik kurumunun güvenilirliğinin artırılması gerektiğini belirtiyor.
Bu tür olaylar, adalet sistemindeki güveni zedelememek adına hızlı ve etkili çözümler üretilmesi gerektiğini gösteriyor.