Pazar gününüz güzel geçsin sevgili okurlarım, arkadaşlarım.

Sektörümüzde bir faaliyete, eğitime, etkinliğe katılım sağlanacağı zaman bakış açısı ne yazık ki oldukça sığdır.

Orada tanışılan bir kişinin bir iş yönlendirmesi ile kazanılacak paranın o aktiviteye katılım için verilenin katbekat fazlası olacağı ile motive edilmeye, ikna edilmeye çalışılır.

Bir eğitim için ödediğiniz paranın karşılığını, “orada duyduğun bir cümle ile bir işin neticelenmesini sağlarsın” şeklinde alabilmek haline gelmiş neredeyse tüm bedelödül ilişkileri…

Ben bu yaklaşıma şiddetle karşı çıkıyorum.

Bir aktiviteye katılmak için katılmak, ana içerik yerine tali ve yan faydalarla kendimi teselli etmek benim aklıma yatmıyor.

Kısaca kendi bakış açımı bu yazıda açıklamak istiyorum.

Franz Kafka’nın çok özel bir sözü vardır “Okuduğunuz kitap kafanıza bir balyoz gibi inmiyorsa, boşuna vakit harcadınız demektir.” şeklinde.

Bir gayrimenkul danışmanı için de katıldığı bir eğitim ona ciddi bir katkı sağlamıyorsa, onun iş yapışında radikal bir değişime yol açmıyorsa, bakış açısında bir farklılık yaratmıyorsa bence o eğitime harcanmış vakit de, para da boşa gitmiş demektir.

Sağdan soldan duyulanlar yerine, öncelikle her markanın, her ofisin, her danışmanın işimizin temelleri ve işimizde gerekecek bilgi ve beceriler üzerine bir oryantasyon programının olması gerektiğini düşünüyorum.

Öğrenilen bilgiler ve sahada yaşanan bolca uygulama neticesinde gün geçtikçe pişecek gayrimenkul danışmanlarının, ilk iki sene boyunca sürekli olarak kendisini geliştirecek eğitimler alması gerekir.

İsimleri havalı içleri boş, anlatanları kariyerli içerikleri yapay ya da bir şovdan öteye gitmeyen eğitim ve organizasyonlara sektörümüz bence yeterince doydu.

Bundan sonra bir lisans dersi ciddiyetiyle, bir yüksek lisans katılım ortamıyla ve bir doktora tezi hazırlanır titizliğiyle danışmanları yoğuracak içerik ve programlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Bu anlamda yeni başlayan bir danışmanın çok da emin ellerde olduğunu ve doğru yönlendirilebildiğini söyleyemeyeceğim.

Üstüme düşmese de kendi bildiğim, yaşadığım doğrular üzerine oluşturduğum mesleğimizde en konforlu şekilde ilerlemek için sadece bir alan, bölge ya da konuda uzmanlaşılması gerektiğini temel alan bir eğitim programı ile elimden geldiğince ilgi duyanlara doğru bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum.

Yalnız, sektöre yeni girmiş meslektaşlarıma baktığımda zifiri karanlıkta, zehirli sarmaşıklarla ve sinsi avcılarla dolu bir ormanda yol almaya çalıştıklarını gözlemliyorum.

Dilerim büyük umut, beklenti ve hayallerle sektörümüze giren mümkün olduğu kadar çok kişi bu vahşi ortamdan sağ çıkabilir ve dünyanın en güzel iş fırsatlarından birisi olan mesleğimizde sürdürülebilir, açıklanabilir GERÇEK BAŞARIYA ulaşır.

Alanında uzman ve adeta birer akademisyen hakimiyetinde danışmanlarla sektörümüzün dolup taştığı günler dilerim.

Haftaya görüşmek üzere, iyi pazarlar…