Hep üzerinde durduğumuz UBÇ konusunun bu defa temelinde ne yattığını konuşalım istiyorum. 

Gelecek üzerine tasavvurda bulunan pek çok kimse, günümüz teknolojik gelişmeleri ışığında pek çok alanın insanların kontrolünden çıkacağını öngörüyorlar. 

Benzer düşünceler gayrimenkul danışmanlığı sektörü için de oldukça dillendiriliyor. 

Değerleme aşamasında kullanılan yazılımlar, uygulamalar, portallar; veritabanı yönetiminde akla gelen programlar ve pazarlama alanında yaygınlaşan dijitalleşme… 

İnsanlar arası doğrudan ilişki kurulmasının mümkün olduğunca önüne geçen bir süreç ile karşı karşıyayız. 

Belki de tarihin akışı bizi gerçekten sadece iş hayatlarında değil, günlük sosyal yaşantılarımızda da gün geçtikçe dijitalleştirecek ve örneğin aile içerisindeki bağları dahi zayıflatacaktır. 

Tüm bu zamanın ve hâkim unsurların hayatımıza sokmaya çalıştığı gelişmelere rağmen, ben büyük felaketler sonrasında insanoğlunun tekrar hayata tutunma maceralarını anlatan filmlerdeki gibi, sadece bize özel bazı değişmez özelliklerin işimizde uzunca bir süre daha çok kıymetli olacağını değerlendiriyorum. 

İnsanların sosyal birer hayvan olduğu teorisi üzerinden ve hangi maddi imkanlara sahip olursa olsun, bunları paylaşabileceği bir çevreye sahip olmadığında mutsuz olacağının bilimsel olarak kanıtlanmışlığı üzerinden hareketle bir çalışma sistemi kurmamız gerektiğini düşünüyorum. 

İlişkilerin pek çoğunun menfaat odaklı kurulduğu ve sürdürüldüğü, insanoğlunun gün geçtikçe yalnızlaştığı ve duygusal birer varlık olduğumuzun unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde; muhataplarımızı bizlere maddi olarak olmasa da manevi olarak borçlu hissettirebilecek birtakım davranışlarda bulunabileceğimizi değerlendiriyorum. 

Gayrimenkul danışmanlığı işi çerçevesinde, bunların en başında hedef kitlemizle ORTADA HİÇBİR MENFAAT YOKKEN KURULMAYA ÇALIŞILACAK İLİŞKİLERİN ve herhangi biri ticari faaliyete dönüşme ihtimali akıldan geçirilmeden SÜREKLİ TEMASTA KALMANIN en büyük güç olduğuna inanıyorum. 

Bir diğer aracımız olarak, bizden danışmanlık hizmeti almak isteyen insanlara her zaman ve her açıdan beklediklerinden BİR TIK FAZLASINI sunmayı öneriyorum. 

Üçüncü olarak, her şeyin maddiyat temeline ve bireysel menfaat üzerine oturmaya başladığı dünyamızda; muhataplarımızın mülklerini kendi mülkümüz, paralarını kendi paramız gibi görerek, kısacası KENDİMİZİ ONLARIN YERİNE KOYARAK, onlar için en doğru kararı almalarına tüm samimiyetimizle yardımcı olmamızın büyük fark yaratacağınıdüşünüyorum. 

Son olarak da, bizimle çalıştıklarında HAKLARINI SONUNA KADAR KORUYACAĞIMIZI bilmelerini, bizleri birer SIRDAŞ olarak görmelerini ve paylaştıkları ticari mahremlerinin ne pahasına olursa olsun bizde gizli kalacağını hissetmelerini sağlamamız gerektiğini savunuyorum. 

Yukarıda sıraladığım yaklaşımların her muhatabımız tarafından, hatta pek çokları tarafından, kıymetinin bilinmeyeceğini de biliyorum. Bunun aksini savunmak saflık olur ancak karakterimizin, mizacımızın, yaşama bakışımızın ve çalışma tarzımızın muhataplarımız değil bizim tarafımızdan şekillenmesi gerektiğini de unutmamız gerektiğini düşünüyorum. 

Sunduğumuz hizmetle karşımızdakileri bize hep manevi olarak borçlu hissettirdiğimiz günler dilerim. 

Haftaya görüşmek üzere…