Duygusal birer canlı olduğumuz bir realitedir. 

Duygu dediğimiz olgular da vücudumuzdaki pek çok kimyasalın etkileşimi sonucunda ortaya çıkan hallerdir. 

Duygularımızın oluşmasını engellemek belki elimizde değildir ancak yaşadıklarımıza bir reaksiyon olarak hissettiğimiz duygularımızı yönetmek ya da kontrol edebilmek pekâlâ mümkündür. 

Örneğin, henüz tıp fakültesi birinci sınıfta olan bir öğrencinin ağır cerrahi operasyonlara girebilecek bilgisel yetkinliği olmadığı gibi, duygusal yetkinliği de yoktur. 

Örneğin, çok küçük tutarlarla borsalara yeni girmiş bir kişinin, milyonlarca liralık hisse senedi, kripto para işlemlerini yönetebilecek duygusal olgunluğu oluşmamıştır. 

Örneğin, yakın çevresinin karşısında dahi konuşma yapmakta zorlanan bir çocuğun, binlerce kişi karşısında şiir okuması, şarkı söylemesi, oratoryo seslendirmesi için gereken duygusal dayanıklılığı gelişmemiştir. 

Örneğin, 300 km/s hızla virajları dönerken heyecanlanmayan, nabzı 80’i aşmayan bir Formula 1 pilotu; onu çok etkileyen bir kadını gördüğünde nasıl cümlelerini karıştırır, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atar hale gelir? 

Tüm bu gelişmiş faaliyetleri yapabilen insanlar olduğuna göre; yetersiz birer kişiyken duygularını kontrol edebilen birer başarılı insan haline nasıl geldiler? 

Duygularını kontrol edebilmeyi insan nasıl öğrenir? 

Bu konudaki basit sırrı ve cevabı hemen size vereyim: 

YAPMAK, YAPMAK, YAPMAK… 

TEKRAR, TEKRAR, TEKRAR… 

Yapmayı, başarmayı kafaya koyduğumuz her ne ise; bize kaygı, heyecan ya da korku veren o faaliyet her ne ise; tek yapılması gereken üstüne gitmek ve bunun bir alışkanlık haline gelene kadar yapılmasına devam etmektir. 

Yükseklik korkusu, topluluk önünde konuşma kaygısı, kapalı alan korkusu, reddedilme korkusu, başkaları ne der korkusu gibi pek çok durumdan kurtulmanın ve bu durumların bizi harekete geçemez hale getirmesinin önüne geçmenin yolu KORKMUYORMUŞ, KAYGILANMIYORMUŞ GİBİ ROL YAPARAK AZAR AZAR DA OLSA YAPMAYA BAŞLAMAKTIR. 

Duyguların en güçlüleri olarak sayabileceğimiz ve insanlara ket vurmalarına neden olan yukarıda sıraladığım durumlara alışabilmenin yolu bunları SIRADANLAŞTIRMAKTIR. 

İnsanın böyle bir durumla karşılaştığında, en azından kendi içinden “ben nelerin üstesinden geldim, bununla da başa çıkabilirim.” diyebilmesidir. 

KÜÇÜK MEYDAN OKUMALARLA BAŞLAYIP, GÜN GEÇTİKÇE ÇITAYI YÜKSELTEREK BİZE ENGEL OLAN DUYGULARI YÖNETEBİLMEYİ ÖĞRENMELİYİZ. 

Hayatta büyük işler yapabilmiş herkes, emin olun korkmayan, kaygılanmayan, heyecanlanmayan kişiler değildi. Tam aksine onları motive eden, harekete geçiren belli bir düzeye kadar yaşadıkları bu duygulardı. Onları benzerlerinden farklı kılan ise DUYGULARINI O DÜZEYİN ÜZERİNE ÇIKMAYACAK ŞEKİLDE DUYGU DURUM KONTROLLERİNİ GELİŞTİRMİŞ OLMALARIYDI. 

Gayrimenkul danışmanları olarak bizler de tanımadığımız insanlarla temas kurmak, iş süreçlerimizi aksatacak kötü durumlarla karşılaşmak, ummadığımız insanlardan bizi yaralayabilecek beklenmedik olumsuz tavırlar görmek, daha önce hiç yapmadığımız büyüklükte işlemlerle uğraşmak gibi pek çok olumsuz ve olumlu senaryolar yaşayabiliyoruz. 

GEÇMİŞTE KAZANILMIŞ KÜÇÜK VE BÜYÜK MEYDAN OKUMALARIMIZ BU SENARYOLARDA EN BÜYÜK GÜÇ KAYNAĞIMIZ OLACAKTIR. 

Bunun için de MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ÇOK MEYDAN OKUMA TECRÜBELERİMİZİN OLMASI gerekir. 

Duygularımızla önce yüzleştiğimiz sonrasında da onları yönetebilir hale gelmemizi sağlayacak tecrübeler edindiğimiz; kısacası, BOLCA YAPMAKTAN HİÇ GERİ DURMADIĞIMIZ günler dilerim. 

Haftaya görüşmek üzere…