Bayram havasında ve tadında bir pazar yazısı ile merhabalar.

Nerede o eski bayramlar kıvamındaki bu haftaki yazımda konumuz değişim…

Burada bahsetmek istediğim stratejik değişimler ve dönüşümler…

Yoksa günün koşulları, ekonominin durumu, psikolojimiz vb. gibi pek çok unsurun etkisiyle sürekli değişimler yaşamak çok doğaldır.

Bizim gibi Akdeniz toplumlarında sıklıkla görülen duygusal ve fevri davranmanın sürdürülebilirlik konusunda büyük bir sorun teşkil ettiği de yadsınamaz bir gerçekliktir.

Bu durum uzun vadeli düşünmekten alıkonulmamıza, stratejik karar alma anlarını kaçırmamıza, günün gündemi içerisinde kaybolmamıza ve hep sil baştan yaparak olduğumuz yerde saymamıza neden olmakta.

Bu yazıda kendimizi günün koşullarından soyutlayarak şu soruyu sormak istiyorum: Günümüz gayrimenkul danışmanlığı dünyası ile bundan 30 yıl önceki gayrimenkul danışmanlığı dünyası arasında neler değişti, nelere uyum sağladık, neleri kabullenmedik, neleri sorgulamadan hayatımıza entegre ettik, neleri ıskaladık?

Öncelikle dijital dünyanın işimizin temeline yerleştiği kesin.

Düşünsenize 1994 yılının haziran ayında bugün yaşamımızın vazgeçilmez unsurları olan hangi teknolojik icatlar hayatımızda yoktu.

Gerek kendimizi tanıtmakta gerek bir mülkün adil piyasa değerini bulmakta, gerek yetkisi bizde olan bir mülke alıcı / kiracı bulmakta, gerekse muhataplarımızla iletişim kurmakta bolca dijital dünyanın içerisinde hareket ediyoruz.

Dijitalleşmenin etkisinin bulunduğu bir diğer gelişim ve değişim alanı iletişim…

Bilginin ve belgenin transferinin neredeyse saniyeler aldığı ve ücretsiz olduğu, cebimizdeki 200-300 gram ağırlığındaki nesnelerle dilediğimiz saatte dünyanın dilediğimiz noktasına erişim sağlayabildiğimiz bir iletişim çağındayız.

Telefonun vücudumuzun ayrılmaz bir parçası haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz.

Bir diğer değişim ekonomik alanda gerçekleşti.

Küreselleşme dalgasına yeni entegre olmaya çalışan, iç pazarda döviz bulundurulmasına, kullanılmasına hatta konuşulmasına yeni başlanmış olan, kredi kartlarının da kredilerin de hayatın merkezinde bu kadar yer almadığı bir dönemdi.

1987 yılında İş Bankası Ankara Yenişehir Şubesi’nde hayatımıza giren ATM cihazlarının Anadolu’da nadiren görüldüğü, isteyen kişinin istediği anda nakde ulaşamadığı günlerdi.

Günümüze geldiğimizde neredeyse bozuk paraların tamamen hayatımızdan çıktığı, nakit para kullanımının çok azaldığı, kredi kartlarının dahi dijital cüzdan uygulamalarına karşı geride kalmaya başladığı, ülkenin neresinde olursanız olun nakde günün 24 saati ulaşılabilen, finansman transferlerinin sınırsızca yapılabildiği bir dönemdeyiz.

Son olarak ciddi değişim ve gelişim yaşanan alanlardan birisi olarak da hizmetler sektörünü sıralayabiliriz.

Her ne kadar sanayileşmede gereken seviyeye ulaşılmadan hayatımızda hizmetler sektörünün kapsadığı alan artmış olsa da, bugün her türlü hizmetin insanların ayağına götürüldüğü bir dönemdeyiz.

Bir defa hayatımıza girdikten sonra bir daha kolay kolay terk edemeyeceğimiz bir konfor sunan hizmet alma kültürü gün geçtikçe yaygınlaşmakta ve hizmetler sektörü, doğru hedef kitle belirlendiğinde pek çok sektörden daha karlı bir iş kolu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki, hızlıca düşünürsek neler hiç değişmedi bu 30 yılda, bir de onları sıralayalım?

Yaklaşık olarak 9 ay 10 günde doğan insan doğası hiç değişmedi.

İmar, rant ve gayrimenkul ekonomisinin ülke ekonomisindeki payı ve önemi neredeyse hiç değişmedi.

Yüksek enflasyon, bunun neticesinde iyice beliren şark kurnazlığı zihin yapısı, ve mertliği bile bozan finansal sıkıntılar ise halen hayatımızda.

İnsanların fiziksel dünyadan çok dijital dünyada vakit geçirmeye başladığı; bilginin, belgenin ve finansmanın çok hızlı hareket edebildiği; hizmet alma kültürü gelişmiş geniş bir kesimin oluştuğu; ne olursa olsun karar alma anlarında duyguların halen devrede olduğu ve finansal olarak sürekli bir heyecanın yaşandığı ülkemizde hizmetler sektörünün en önemli kalemlerinden olan gayrimenkul danışmanlığı işi çok parlak bir gelecek vaat etmeye devam etmekte.

Değişimi kabul etmek zor olabilir, başlangıçta yaşanan değişimler yadırganabilir; ancak biliyoruz ki değişmeyen tek şey değişimin kendisidir ve insanoğlunu bugün hala dünyada var kılan en önemli özelliği güçlü adaptasyon kabiliyetidir.

Dolayısıyla, her türlü değişime ayak uydurabilmenin, değişmeyen konuları kabullenmenin ve ticari olarak dünyadaki pek çok ülkeden daha önemli bir yaşam mücadelesi verdiğimiz ülkemizde zamanın ruhunu iyi kavrayabilmenin önemi çok büyüktür.

Değişimlere ayak uydurabildiğimiz nice bayramlarımıza ve bayram gibi ticari günlerimize…