ARE UBÇ Eğitimleri’nde değişik hususları vurgulamak için kullandığım film sahneleri vardır.
Bu yazıda bu sahneleri ve onlardan çıkardığım dersleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bahsedeceğimiz ilk film TRUVA…
Filmin başlarında, Truva’ya bir savaşa hazırlanan Kral Agamemnon büyük savaşçı Achilles’i ikna etmesi için bir generalini gönderir. General, kuzeni ile kayalıklarda tahta kılıçlarla savaş oyunları oynayan Achilles’e, bu savaşa giden ordunun dünya tarihindeki en büyük ordu olacağını, bu savaşın tarihte büyük bir yeri olacağını anlatır ve mutlaka bu savaşta yer alması gerektiğini söyler. Achilles de ona Agamemnon’un toprak amacı için savaşmayacağını belirtir. Bunun üzerine general, Achilles’in hayatta en çok önem verdiği konuyu bildiği için şu şekilde yanıt verir: “Agamemnon toprak için savaşsın, sen şöhret için savaş; bırakalım tanrılar kimi kutsayacağına karar versin.”
Bu nokta bize HERKESİN MOTİVASYON KAYNAĞININ FARKLI OLABİLECEĞİNİ anlattığı için çok kıymetlidir. Bu sahneden aldığımız dersle, her bir insanın da, her bir gayrimenkul danışmanının da hayatta ulaşmak isteyeceği noktanın ciro yarışı kazananı olmayabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Gelelim ikinci filmimiz olan GLADYATÖR’e…
Maximus’un köle olarak satıldığı kısımdan sonra Collesium’da bir grup esir ile birlikte arenaya çıktığındaki kritik sözleridir değineceğimiz nokta…
Maximus yanındaki savaşçılara der ki, “O kapının arkasından ne çıkarsa çıksın, birlik olarak hareket edebilirsek hayatta kalma şansımız olabilir.”
Gerek örgütlü ve bir bağ içerisinde hareket etmenin önemini vurguladığı için, gerekse birer gayrimenkul danışmanı olarak insanlarla MENFAATTEN ÖNCE TANIŞMAYA GİTTİĞİMİZDE BİZE GÖSTERMEYEBİLECEKLERİ SICAKLIĞI DERT ETMEMEK İÇİN çok önemli bir mesaj vardır bu sahnede.
Gardımızı almalı, hedefimize odaklanmalı ve karşımıza o kapının arkasından ne çıkarsa çıksın yolumuza devam edeceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.
Üçüncü filmimiz AKIL OYUNLARI…
Dahi matematikçi John Nash’in hayatının bir bölümünü anlatan bu filmde vurgulamak istediğim sahne arkadaşlarıyla birlikte bir barda kızlarla iletişim kurmak isteyen John Nash’in Adam Smith’in düzeltilmesi gerek dediği bakış açısı.
Herkesin sarışın ve en güzel kızla iletişim kurmaya çalışması yerine, onun arkadaşlarına yönelmenin her birinin şansını oldukça artırdığını vurguladığı bu nokta bize gayrimenkul danışmanlığı için NİŞ PAZAR kavramını işaret ediyor.
Aşırı rekabetin olduğu ve herkesin elde etmeye çalıştığı en göz önündeki mülkler ya da insanlar yerine; daha KÜÇÜK, SINIRLI VE İYİ TANIMLANMIŞ DAR BİR ALANA ODAKLANMANIN gayrimenkul danışmanlığında işimizi oldukça hızlı büyütme şansını sağlayacağının matematiksel bir ispatıdır bu sahne.
Son filmimiz ise ESARETİN BEDELİ…
Filmin başında Shawshank Hapishanesi’ne düştükten sonra kahramanız Andy, eyalet meclisine hapishanede bir kütüphane oluşturmaları için destek talep ettiği mektuplar yazmaya başlar. İlerleyen zamanlarda eyalet meclisinden bir mektup gelir ve bu mektupta meclis temsilcisi “Pek çok yerden alınan desteklerle bir sandık dolusu kitap ve harcamaları için 200 Dolar tutarında bir çek gönderdiklerini; bundan sonra da onlara mektup yazmasına son vermelerini istediklerini” yazar.
Arkadaşı Red gözlerinin içi çocukça bir merak ve heyecanla Andy’ye sorar, “Ne yapacaksın, mektup göndermeyi bırakacak mısın?”. Andy’nin cevabı ise ikoniktir: “Artık haftada bir değil, iki mektup göndereceğim.”
Bu güzel sahneden bize çıkarılacak ders ise şudur: YAPTIĞIMIZ BİR ŞEY İŞE YARIYORSA, ONUN SADECE MİKTARI ARTTIRILIR, ONDAN VAZGEÇİLMEZ.
İşimizde yaptığımız hangi faaliyetin gerçekten işe yaradığına inanıyor ya da hangi faaliyetlere karşılık aldığımız geri dönüşler bizi memnun ediyorsa; aklımızdan ne geçerse geçsin, başkaları ne derse desin, DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDAN ASLA ŞAŞMAMALI HATTA MÜMKÜNSE DOZUNU ARTIRMALIYIZ.
Bu yazıyı okuyan pek çok kişinin aşina olduğu bu filmlerden aldığımız derslerle işimizi her geçen gün geliştirmeye devam ettiğimiz günler dilerim.
Haftaya görüşmek üzere…