Daha önce pek çok vurguladığım hayattaki en önemli kavramlar üzerine bir hatırlatma yazısı kaleme almak istiyorum bu hafta.

Bu kavramları başlıktaki formülle ifade etmek istiyorum: 3 + 5 + 3

İlk üçlümüz: #Kararlılık, #Odaklanma ve #Süreklilik.

Belki gelişmiş ülkelerde bu kavramları bu kadar önemsemek zaten yaşamın doğası gereği olarak düşünülüyordur; ancak bizim, ne yazık ki hem önemlerinin hem de anlamlarının yeterince farkında olmadığımızı düşünüyorum.

Ne iş yapmaya başlarsanız başlayın vücudunuzun her bir hücresiyle çevrenize vermeniz gereken ilk mesaj “Ya bunu yapacağım ya da bunu yapmaya çalışırken öleceğim” şeklindeki kararlılık mesajı olmalıdır. Bunun için de çıktığınız yolculuğa başta çok iyi ders çalışmalı, hazırlanmalı ve başladıktan sonra da bir daha asla geri dönmeyi düşünmemelisiniz.

İkinci ve üçüncü temel kavramlarımız Akdeniz ülkelerinde ve doğu toplumlarında oldukça yaygın olan bir sorun: Sürekli heyecan aramak, sürekli şüphe duymak, sürekli yeni başlangıçları kovalamak, taşı delenin suyun gücü değil odaklı ve sürekli damlaması olduğunu unutmak. Bilmeliyiz ki gerçekten odaklı kişiler hedefleri dışında hiçbir şeye bakmazlar ve olana kadar da asla durmazlar.

Diğer temel kavramlarımız, üzerine çok vurgu yaptığım beşli: #Süreç, #Azim, #Hedef, #Sistem ve #Sebat

Bir çocuğun büyümesinden makarnanın pişmesine, bir yolculuktan işimizde başarılı olmaya kadar her şeyin bir süreç olduğunu, zaman alacağını, emek istediğini aklımızdan çıkarmamalı ve bazen bir noktadan daha hızlı da sonuca ulaşılamayacağını kabul etmek gerekir.

Sonuçlara değil de süreçlere odaklanan kişileri ayakta tutan da azimleridir. Azim yeri geldiğinde zorluklarla karşılaşınca pes etmemek, yeri geldiğinde de büyük şansların yanımızda olduğu anlarda yoldan çıkmamak demektir.

Yolculukların ilk adımının gidilecek hedefin belirlenmesi olduğunu, nerede olduğumuzu ve nereye gitmek istediğimizi bilmenin aslında başarının yarısından fazlasını oluşturacağını da aklımızda tutmamız gerekir. “Gideceği liman belli olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardımcı olamaz” bu mesajı en net veren sözlerdendir.

Sonrasında yapılması gereken duygularımızdan arınmış, girdileri ve çıktıları öngörülebilen, gün geçtikçe ve tekrar ettikçe kolaylaşan bir sistem kurmak olmalıdır. Çünkü şunu unutmamamız gerekir ki “Sistemler her zaman her yerde kazanır.”

Bu beşlimizin son parçası da, olana kadar, sonuna kadar dayanma, ayakta kalma ve denemeye devam etmek; sebat etmektir. “Her sebat eden belki hedefine ulaşmayacaktır ama hedefine ulaşanlar hep sebat edenler olmuştur” der bir büyük usta.

Nihai üçlememiz de #Motivasyon, #Disiplin ve #Tutkudur.

Motivasyon kelime anlamıyla harekete geçiren güç anlamına gelmektedir. Benim tanımıma göre ise “Acı verici durumlara katlanmamızı sağlayan duygudur.”

Motivasyonun gereksiz olduğunu ileri sürenlere şiddetle karşı çıkmakla birlikte, tek başına yeterli olacağını düşünenlere de sadece gülümserim.

Bazen amaçlar ve duygular sizde pek çok insanda karşılık bulamayacak yankılar yaratır ve sonunuzu dahi düşünmeden harekete geçebilirsiniz, bu küçümsenemez. İşte bu noktada her insanın yapması gereken motivasyonun geçici olduğunu kabul etmek ve ilk fırsatta bunu bir disipline çevirmeye çalışmak olmalıdır. Harekete devam etmek de harekete geçmek kadar zordur bazen. Disiplin geliştirmek için de yazılı, net, uygulanabilir ve bizim için anlam ifade eden kurallar düzeni oluşturmalı; bunlara uymaktan kendimizi sorumlu tutmalı ve sonuçlarımıza göre kendimizi ödüllendirmeli ve cezalandırmalıyız.

Bu hayati kavramların en sonuncusu da bence en önemlisi olan tutkudur. Ne yazık ki pek çoğumuz içinde doğduğumuz şartlar nedeniyle hayatta gerçekten var olma sebebimizi, dünyada var olmamızın arkasında yatan gerçek amacımızı bulmaya pek fazla odaklanamıyoruz. Bulduğumuzu düşündüğümüz tutkuların peşinden giderken de muhtelif sebeplerle alıkonuluyoruz. Ancak şunu biliyorum ki, maddi ve manevi refaha ulaşıldığı gün geriye bizi oyunda tutacak tek bir şey kalacak: Gerçek yaşam amacımız yani tutkumuz.

Hepimizin bir gün gerçek amaçlarımızı bulduğumuz ve bizden sonrakilere tutkularını bulmaları için örnek olduğumuz günler dilerim.

11 temel kavramı bir kez daha özetlemeye çalıştığım bu yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim ve yaşadığımız her anın kıymetini bildiğimiz günler dilerim.

Haftaya görüşmek üzere, iyi pazarlar…